Marsyas: Arda Asena, Mia Dudek

BASIN BÜLTENİ

Galerist, 18 Nisan – 25 Mayıs 2019 tarihleri arasında Marsyas sergisine ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyar. Sanatçılar Arda Asena ve Mia Dudek, sergiye ismini veren Yunan mitolojik hikayesi Marsyas’ı konu alırlar.

Hikaye, günümüzde Anadolu’da yer alan Frikya’da yaşayan, satir Marsyas’ın kibrini ve korkunç kaderini anlatır. Flüt çalmakta yetenekli olan Marsyas, müzik tanrısı Apollo’yu hesapsızca bir düelloya davet eder. Kimin daha iyi bir müzisyen olduğunu gösterecek olan bu düelloda kaybeden kazananın seçtiği cezaya boyun eğecektir. Apollo, hile yapıp, ilahi sesiyle lirinin müziğine eşlik ettiğinde kazanan taraf olur. Bir tanrıya meydan okumasının intikamı olarak Apollo, Marsyas’ın derisini yüzüp yakındaki çam ağacına çiviler. Marsyas’ın yasını tutan canlıların, nimf, tanrı ve tanrıçaların gözyaşları toprağa düşer, birbirine karışıp bugünün Büyük Menderes nehrinin kaynağı olurlar.

Bu tuhaf ve vahşi hikaye, Klasik, özellikle Roma kültürünün mihenktaşı haline gelir. Popülistler için Marsyas; hürriyet, ifade özgürlüğü, ve doğruyu söyleme hakkına dair mitik bir şehit figürü olur. Otoriteryenler içinse kaderi; kaos ve kargaşa güçleri için bir uyarıdır.

Mia Dudek, son serisi ‘Marsyas’ta deriyi farklı biçimlerde resmetmek, temsil etmek ve göstermenin yollarını biraraya getirir. İşler yüzey ve yüzeyler hakkındadır. Alışık olmadığımız biçimlerde birleştirilmiş, yakın çekim vücut ve vücut parçalarını yabancılaştırır. Bazı görsellerde bedenler kısıtlanmış, şeffaf plastikle kaplanmışken, bazılarında kaslar ve damarlar taşar. Dudek işlerindeki deri betimlemelerini çeşitli malzeme üretimleriyle daha da karmaşık hale getirir.

Arda Asena, sergide Marsyas miti ve Dudek’in serisine cevaben heykeller ve enstelasyonlar serisi üretir. Heykel sorgulamalarıyla Asena, kumaş temelli çalışmalarında yarı-soyut tarzda bedensel formlar üretir. Dolgulu formlardaki ten rengi naylon çoraplar; köşelerde yatan, kaideler etrafında sarılıp tavanlardan sarkan derisiz bedenlerinden iç organlarının dökülmesini bekler. Duvarlar arasında fiziksel gerilimleriyle şeffaflık kazanmış diğer işler Marsyas’ın derisinin zalim bir tanrı tarafından yüzülüşünün soyut yankısıdır.

Dudek ve Asena’nın işlerinde Marsyas’ın zalim cezası, işkence görmüş fizikselliğe rahatsız edici bir duyarlılık çağrısında bulunur. Acının adaletten daha yaygın olduğu karamsarlığını yansıtırlar.

 

Arda Asena (d.1992, Türkiye. New York, ABD’de yaşayıp çalışıyor) fotoğraf, film ve heykel alanlarında çalışıyor. Asena’nın naylon çoraplara hapsedilmiş, sınırlanmış beden fotoğrafları, günümüzde kendi bedenlerimize ötekileşmemizi ve kısıtlanmamızı tercüme eden heykel denemelerine öncülük eder. İlgi alanı Dudek’inki ile oldukça örtüşür: fiziksel varlığımıza duyulan ilgi ve karamsarlık, ve modern cinselliğin ötekileştirilmesi.

Mia Dudek (d. 1989, Polonya. Lizbon, Portekiz’de yaşayıp çalışıyor) son yıllarında zaman zaman heykel alanına taşarak zorlu ve deneysel bir fotoğraf pratiği geliştirmiştir. Odağı, kendi değişiyle ‘bireyler arası kırılmış fizikalite’, ödün verilen insan fizikselliğinde yabancılaşmayı temsil etme girişimidir. Eserleri; bizlerin bedenlerimizin baskısı altında, bedenlerimizin de fiziksel dünyanın baskı ve sınırları altında olmasıyla, krostrofobik bir hisle çekilmiştir.

ENSTALASYON GÖRSELLERİ