Nuri Kuzucan (d. 1971) resimlerinde kişisel alan ve kentsel peyzaj konularını araştırır. Modern şehrin, sakinleri üzerinde yarattığı etki üzerine düşünür, beton yığınlarını andıran soyut formlar ile yalnızlık algısını çözümler. Hayali bir şehri resmederken, farklı boya katmanlarının oluşturduğu küçük geometrik form düzenlemeleri ile algılanabilir bir bütün yaratır. Modernizme olan tepkisini malzeme seçimi ile de yansıtan sanatçı, bant kullanımı ile izleyici üzerinde yaratmak istediği etkiyi pekiştirir. Sanatçının özgün perspektif algısı hem ilk dönem işlerinde yer alan samimi alan gezintilerinde, hem de ilerleyen dönemlerde şehre kuş bakışı açıyla yaklaştığı eserlerde oldukça baskındır. Kuzucan’ın işlediği konular arasında modern şehrin günümüz yaşam kültürü üzerinde belirleyici ve niteleyici özelliği önemli bir yer kaplar.


Nuri Kuzucan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Resim bölümünde eğitim görmüş, sonrasında Sosyal Bilimler yüksek lisansı yapmıştır. İstanbul ve Hong Kong’da gerçekleşen kişisel sergilerinin yanı sıra Basel, Berlin ve Dubai’de sergilerde yer almıştır. “Açık Alan” (2004), “Trafik” (2006) ve “Mutlu musun?” (2008), Kuzucan'ın şaşırtıcı bakış açısını izleyiciye tanıtan ilk sergilerdir. “Plan” (2010)da sanatçı, daha önceki sergilerindeki daha samimi gezintilerden uzaklaşarak şehre kuş bakışı bir manzara sunarken, Edouard Malingue Gallery, Hong Kong'da gerçekleşen ilk kişisel sergisi 'ISTHK/HKIST' (2013), İstanbul'dan Hong Kong'a metropollerin nasıl modern yaşamın gösterge ve nicelik belirleyicileri haline geldiğini gösterir. Hong Kong'da yer alan Edouard Malingue Gallery'deki ikinci kişisel sergisi 'The Blissful Defect' (2016), modern şehrin görünümüne ve anonimliğine odaklanan ilk kişisel sergisindeki eserleri temel alarak onların üzerine inşa edilirler. Çin anakarasında gerçekleşen sergisi 'Name' (2018), İstanbul kentine ve onun tarihi ve kültürel arka planına dair anlayışı daha güçlü bir şekilde ele alır. 'Açık Alan 2' (2020) isimli iki yıllık projesiyle Kuzucan, GALERIST’te gerçekleşen sergiye davet ettiği eserler ve sanatçılar aracılığıyla nötr bir plastic mekan kurgulama zeminini test eder. Son olarak ARTER’de Nilüfer Şaşmazer küratörlüğünde gerçekleşen kişisel sergisi 'Pasaj' (2023), Kaos/düzen, ışık/gölge, boşluk/doluluk, yüzey/derinlik, iç/dış gibi ikilikler etrafında kurgulanan yapıtlarda oluşur.